Temmuz ayında vizyona girecek, dev kadrosu ile kendisinden söz ettiren, eleştirmenlerin şimdiden en kötü puanı verdiği Barbie filmi viral oldu. Sosyal medya kanallarındaki filtresinden tutun da, Ryan Gosling'in iç çamaşırında yazan Ken yazısına kadar her şey konuşuluyor. Peki o her şey nedir diye odaklandığımızda, yerel ve global tüm kaynak okumalarında filmin künyesi dışında henüz sadece 2 cümlelik konusu biliniyor. Daha fazlası henüz yok ortada. 

Hal böyle olunca, evet gündem oluyor ama gerçek bilgiye ulaşmak veya Barbie'ye dair ön yargıları kırmak maalesef mümkün değil. Simli posterler, ünlü oyuncular ve son derece gösterişli eğlenceler günümüz iç iletişim stratejileriyle film arasında bağ kurmama neden oldu. 

Bir şeyler demeden de gündem olmak mümkün. Ancak başarılı bir iç iletişimde odak, gündem olmak yerine doğru bilgiyi paylaşabilmekten geçiyor. 

Great Place to Work Çalışan Deneyimi Direktörü Stephanie Oribhabor'un çok yeni yayınladığı bir podcasti dinledim ve duyduklarım beni çok mutlu etti. 

-Neden bunu paylaştınız, bana etkisi nedir?

İç iletişim kapsamında paylaşılan her mesaj sonrası bu soruları çalışanlar kendilerine soruyor. Durup dururken kutladığınız bir Kediler Günü bile, sadece gülümsetmeyebilir ve kedilere yönelik bir adım mı atacaksınız diye akıllarda soru işaretlerine neden olabilir. Her çeyrekte hayata geçen strateji sunumlarında çalışanlar artık kurumun bilançosu, başarıları ve gidişat hakkında bilgi sahibi olmak istiyor. Yıl sonunda onları nelerin beklediğini daha iyi anlamak ve çalıştıkları kurum ile empati kurmak için sanırım en etkili yol bu. 

-Duymamış olabilirim, tekrar et

Hemen hemen her kurumda kullanılan Slack, artı ve eksileri olan bir uygulama. Kimileri artık daha az e-posta aldıkları için çok mutluyken, bazıları da bu akan mesajlar silsilesinde kaybolduğundan yakınıyor. Slack, kendi bünyesinde iç iletişim yaparken pek çok mesajın hem e-postasını çıkıyor, hem de o konuya dair bir canlı yayın yapıyor. 

Bu durum aslında hem çok kanal kullanmanın faydasını anlatıyor, hem de bazı bilgilerin tek kanaldan her alıcıya ulaşmayacağını özetliyor. 

İç iletişim stratejinizi oluştururken, diyor Stephanie Oribhabor, her zaman birkaç kanalı başrole eklemelisiniz. 

-Ana kanal neresi?

Bilgileri ve haberleri farklı kaynaklara bölmek mümkün ama bir tane de ana kanal belirlemek olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. O haberi, etkinliği, bilgiyi kaçıranların dönüp nereye bakacağını bilme ihtiyacı var. Son dönemde yükselen trend bu alanda yeniden intranet ve ona bağlı newsletterlar. Bizden söylemesi :)

-Sizi dinledik ve... 

Stephanie Oribhabor artık sadece dinlemenin değil, bu dinleme sonucu bir değer üretmenin öneminden söz ediyor. Çalışanları dinlemenin faydası apaçık ortada ancak bu görüşmelerden duyduklarımızı tek bir platformda değerlendirmek ve bazı aksiyonlar belirlemek çok önemli. Örneğin bir ekibin iş ortağının görüşme notları ile liderinin performans görüşmesinden aldığı notlar ve bağlılık araştırması puanları tek bir yerde değerlendirildikten sonra o ekibin geleceğini çizmek daha kolay olacaktır. Bu da, çalışanlara yönelik daha somut ve ölçümlenebilir aksiyonlar almak demek. 

Şimdi, tüm bunların yanında eğer çalışmalarınızı daha fazla ses getirir hale getirmek isterseniz ve bir Barbie bulmanız mümkünse, işte o zaman değmeyin keyfinize! Ama yine de Barbie'niz yok diye üzülmeyin. Çalışanlarınız o süslü dünya yerine artık daha tutarlı bir geleceğin peşinde... 

-logue'da iç iletişim projeleri ana sorumluluklarımız arasında yer alıyor. Eğer siz de tanışalım isterseniz, bir merhaba@logue.com.tr demeniz yeterli.