Geçtiğimiz yıl, dil bilimci bir arkadaşım kurumlara özel iletişim çalışmaları hazırlayan bir ajansın kendisinden danışmanlık almak istediğinden söz etti. Ajans, hizmet verdiği kurumlar adına kullandığı bazı kelimelerin gerçek anlamlarından çok uzaklaştıklarını düşünerek farklı ifadelere yönelmek istedikleri için bir dil bilimciyle çalışma kararı almış. Odaklanılan ifadeler: gelecek, süreç ve deneyim.

Üçünün de ortak özelliği, kullanım alanlarında ciddi belirsizlikler yaratması. “Gelecek” başlı başına bir zaman dilimi tanımlaması yapmadığı için, zaman zaman boş bir vaadi süsleyebilme riski taşıyor.

İş Dünyasının Geleceği Burada

Gelecekte Kariyer

Geleceğin Çalışma Ortamı

Ortada ciddi bir belirsizlik olunca, konuşmacılardan bir tanesinin tüm detaylarıyla paylaştığı BCG Danışmanlık tarafından yayınlanan “Creating People Advantage 2021” isimli Haziran 2021 tarihli raporu inceledim.

113 ülkeden 7000’e yakın katılımcıyla gerçekleştirilen araştırma, çalışanların beklentilerini açıkça ortaya koyuyor. Karşılaştırmalı veriler sunan bu çalışmanın en çarpıcı yanı trendlerin ne denli hızlı değiştiğini de göstermesi.

Rapora göre “gelecekte” İnsan Kaynağı stratejileri, liderlik, çalışan bağlılığı & esenlik ve gelişim oldukça önemli olacak. Söz konusu öncelikler, farklı kültürlerde ve coğrafyalarda bir hayli değişkenlik gösteriyor. Brezilya, Çin, Japonya ve Türkiye gibi ülkelerde yetenek kaybının önüne geçmek için insan kaynakları stratejisi ve kaynak planlaması en öncelikli gündem maddesi olarak karşımıza çıkarken, Kanada, Hollanda, Almanya ve Norveç’te yetkinlik gelişimi, liderlik ve kültürel dönüşüm ilk sırayı alıyor.

Agile ve çalışan yolculukları nereye gitti?

2008 yılından bu yana tüm global kurumların gündeminde ilk sıralara yerleşen agile metodolojiler, çevik organizasyon yapıları 2021 itibarıyla en son sıralara düştü. Bu gerilemenin ardında, agile uygulamaların kurum kültürlerine uyumunun sorgulandığı bir adım yer alıyor. Bazı kurumlar agile dönüşümü, hiç sorgulanmadan uyumlanması gereken bir model gibi görüp, iletilen kitapçıklarda yazan adımları harfiyen uyguladığı için başarılı olamadı. Bu durum da çalışanların oldukça mutsuz ve hatta tepkili olmasına neden oldu.

Öte yandan, çalışan yolculukları da 2010’ların müşteri deneyimi trendleriyle geliştirilmiş, çalışanın yaşadığı her adımın, aldığı her hizmetin yolculuktaki yerinin doğru tanımlanmasını amaçlayan bir modeldi. Kurumlara özel hale getirilmeyip bir danışmanlık aracı olunca istediği başarıyı elde edemedi. Daha sonra bu modeller her ne kadar segmente edilmek istendiyse de çalışanların bugün ihtiyacının birbiriyle konuşan ve yaşayan uygulamalar olduğunu herkes biliyor.

Buradan yola çıkarak, bugün yaptıklarımızın yarını şekillendirdiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu durum, geleceğin o çok uzak bir kavram gibi tanımlanmasının ne denli yanlış ve uzaklaştırıcı olduğunun göstergesi.

Bu durum için dil bilimci arkadaşım da geleceği yakınlaştıran uygulamaların dikkat çekici ve fark yaratan adımlar olduğunu söylüyor. Ted Fellow serisi bu algıyı yaymak için çok dikkat çekici bir seri. Alanında uzman ve yenilikçi konuşmacıların, geçmiş uygulamalarla bugünü ele aldığı ve yer yer eleştirdiği bir video serisi.

Bu tip çalışmaları izledikten sonra gelecek geldi. Şimdi harekete geçme zamanı demek geliyor içimizden. Geleceği ötekileştirmeden, ona sarılarak ilerlemenin tam zamanı. Veya Matrix evreninin bize anlattığı gibi, sorgulama zamanı.

Sağlıklı, umudumuzun artacağı günlerle dolu bir yeni sene dilerim.

-feryal-

Rapor: BCG Consulting, Haziran 2021 “Creating People Advantage 2021 The Future of People Management Priorities

Tavsiye: TED Fellows: Shape Your Future